Bu mevsimde yaşanan deniz suyu çekilmelerinin süper gelgit olarak adlandırıldığını belirten Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Coğrafi Bilgi Sistemleri Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, Nisan ayı başına kadar gelgitlerin sürebileceğini açıkladı.
Gelgit etkilerinin güneş ve ayın konumuna göre değiştiğini belirten Doç. Dr. Özçelik, “Deniz seviyesindeki değişiklikler gökyüzündeki gezegenler arasındaki çekim kuvvetinden kaynaklı olarak, rüzgar etkilerine bağlı, açık hava basıncındaki etkilere bağlı olarak, depremler sonucu tsunami etkilerine bağlı olarak değişmekte. Bu etkilerin en büyüğü gelgit etkileri. Özellikle güneşin ve ayın konumuna bağlı olarak gelgit etkilerini çeşitli coğrafyalarda görebilmekteyiz. Genel olarak günde bir defa veya iki defa bunun karışımı şeklinde konuma bağlı olarak gelgit etkisi söz konusu olmakta. Zaman zaman Ay’ın bazı durumlarında, ilk Ay ve Dolunay zamanlarında bu etkilerin daha fazla olduğu gök cisimlerinin konumlarına bağlı olarak yerküre üzerindeki farklı noktalardaki çekim kuvvetinin daha fazla olduğu noktalarda daha büyük gelgitleri görebiliyoruz. Yılın en fazla olduğu durumlara süper gel git diyoruz. Süper gelgit zamanlarında normal zamanlardan daha büyük gelgit etkileri söz konusu. Bu gün ve ay içinde değişir. Özellikle Dolunay ve ilk Ay zamanlarında bu etkilerin daha fazla olduğu, deniz kenarlarında büyük karasal alanların ortaya çıktığını örüyoruz” dedi.
Halk arasında deniz suyu çekilmelerinin deprem ile bağlantı kurulmasını değerlendiren Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, “Aynı gök cisimlerinin birbirini çektiği gibi, gelgit oluşturduğu gibi yer kabuğu üzerinde de gevşeme ve bırakma hareketleri söz konusu. Bu hareketlerden kaynaklı olarak geçmiş çağlardan beri insanlar özellikle Dolunay ve ilk Ay zamanlarında birkaç gün içerisinde deprem olacağı gibi kaygılar taşımakta. Literatürde bildiğim kadarı ile küçük çaplı depremler ile bu gelgit olayları arasında az da olsa bağlantı olduğunu gösteren bir çalışma olmakla beraber büyük şiddetli depremlerle gelgit etkilerinin büyük bir bağlantı olduğuna ilişkin literatürde önemli bir bilgi bulunmadığını söyleyebilirim” dedi.