Copyright © 2024 Tüm hakları saklıdır. News Tanıtım

Haber Opsiyon

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Kuzey Makedonyalı Naser Alim, yurt içi ve yurt dışındaki şirketleriyle başarılı bir sanayici oldu

Kuzey Makedonyalı Naser Alim, yurt içi ve yurt dışındaki şirketleriyle başarılı bir sanayici oldu

haber haber -
57 0

Kuzey Makedonyalı Naser Alim, yurt içi ve yurt dışındaki şirketleriyle başarılı bir sanayici oldu

Türkiye’de verilen devlet bursuyla İstanbul’da üniversite eğitimi alan Kuzey Makedonyalı Naser Alim, bir taraftan yurt içi ve yurt dışındaki şirketleriyle başarı göstermiş bir sanayici olurken, öteki yandan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Karadağ İş Konseyi Başkanlığı görevini yürütüyor.

Kuzey Makedonya’nın Pirlepe şehrinden 1994 yılında üniversite okumak için Türkiye’ye gelen Alim, burada başarıya ulaşmış iş dünyasına giden yolculuğunu AA muhabirine söyledi.

Ülkesinde çocukluklarında her gencin hayalinin Avrupa’da okumak olduğunu söyleyen Alim, babasının “Sabahları çan sesi mi sezmek istersin yoksa ezan sesi mi” diye sorması üzerine üniversite eğitimi için İstanbul’u tercih ettiğini kaydetti.

Alim, İstanbul’a ilk olarak 1992 senesinde soğuk ve yağmurlu bir kış günü geldiğini ve akrabalarının yanında 15 gün kaldığını belirterek “Eski Yugoslavya’dan bahsediyoruz. Komünist rejim vardı. Ana dilimizde öğrenim alamıyorduk. Buna rağmen kimliğimizi ve kültürümüzü korumayı başardık. O dönem her gencin Avrupa’ya gitmek, eğitimini orada devam ettirmek gibi bir hayali vardı. 1994 yılında Avrupa’ya gitmek yerine bizim ülkemizde öğrenim almaya karar verdim. Bir yıllık hazırlık kursundan sonra İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme bölümünü kazandım.” dedi.

İlk başlarda 200 sözü geçen küçük bir köyden 10 milyon sözü geçen büyük bir şehre gelmenin şaşkınlığını yaşadığını anlatan Alim, Türkiye’de okumanın kendisine oldukça şey kattığını, Türkçe başta olmak suretiyle Türkiye’ye ait her şeyi öğrendiğini, yıllardır geçindiren dostluklar kazandığını söyledi.

Alim, henüz İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümünde okuduğu yıllarda ticaretle uğraşmaya başladığını, bugün ise ikisi bizim ülkemizde dördü yurt haricinde olmak suretiyle 400 mensubu olan altı şirketi bulunduğunu kaydetti.

Okul bittikten sonra bir Türk kızıyla evlenerek İstanbul’a yerleştiğini özetleyen Alim, şöyleki devam etti:

“Geldiğim dönemdeki Türkiye ile bugünkü Türkiye içinde çok önemli farklar bulunduğunu görüyorum. Her şeyden önce geldiğim dönemdeki Türkiye’nin altyapısı Yugoslavya’dan daha kötüydü, sağlık sistemi bile buradan daha iyiydi. Ama son 25 yıldır orada sıhhat alanında en ufak bir yatırım yapılmadı. Altyapı yok, yol yok, Türkiye’ye baktığımda her alanda büyük bir değişim görüyorum.”

Türkiye’de son yıllarda kocaman yol, köprü, hastane, havalimanı, tünel projeleri birbiri ardına başlayıp biterken, Saraybosna-Belgrad Otoyol Projesi’ne yıllardır başlanamadığını hatta güzergahının bile belirlenemediğini anlatım eden Alim, “Oysa Türkiye’de limanlar, havaalanları açılıyor. Bunlar dev yatırımlar, dünyada kuvvetli olmak istiyorsanız bu yatırımları yapmak zorundasınız. Benim geldiğim dönemde 5-10 milyar dolar olan ihracatımız bugün 200 milyar dolara yaklaştı. Bugünkü Türkiye, Arnavut gençliği için ufuk açıcı, muazzam bir ülke. Onun için gençlere bizim ülkemizde tahsil alanında büyük fırsatlar oluğunu, ne olursa olsun faydalanmaları gerektiğini anlatıyorum. Bizim ülkemizde öğrenecekleri ve görecekleri çok şey var.” diye konuştu.

Türkiye mezunlarının tüm bunlar önemli işlere imza attı
Alim, Türkiye’de eğitim görüp ülkesine dönen tüm mezunların oldukca önemli yerlerde istihdam edildiklerine vurgu yaparak mezunların Türkiye’nin dilini, kültürünü, işleyişini öğrenerek kendi ülkeleriyle Türkiye içinde bir köprü vazifesi gördüğünü kaydetti.

Mezun olduktan sonrasında ülkelerine dönen gençlerin diplomaside, siyasette ve ticarette önemli işler yaptığını aktaran Alim, “bizim ülkemizde aldıkları enerjiyi oraya taşıyorlar ve o enerji onlara çok büyük biçimde güç veriyor. Çünkü bu coğrafyada talep eder siyasette ister kalkınmada isterse de ticarette olsun her ne yapılacaksa bunun yolu kesinlikle Türkiye’den geçmek zorundadır.” benzer biçimde konuştu.

Alim, Türkiye ile Makedonya arasındaki ilişkilerin gelişmesi için birkaç STK’de görev yaptığını belirterek şu şekilde devam etti:

“Bunlardan biri de DEİK. Ticari dış ilişkiler alanında muhtelif emek harcamalar yapıyoruz. İki ülke arasındaki iş fırsatlarını yakalayıp iş adamlarına sunuyoruz ve değişik farklı yatırımlarımızı gerçekleştiriyoruz. Sadece Makedonya değil tüm bir Balkan yarımadası Türkiye’nin bir devamıdır aslına bakarsak. Eğer Türkiye, Batı ile Doğu arasında bir köprü ise Balkanlar da o köprünün ayağıdır. Ulaşım ve enerji geçişleri tamamen o koridordan geçiyor.”

Yeni İpek Yolu’nun ana köprüsü Türkiye
Alim, yine canlandırılmakta olan zamanı İpek Yolu’nun ana köprüsünün Türkiye olduğuna dikkat çekerek o yolun faaliyete geçmesi için Balkanlar’ın oldukça mühim bir vazife üstlendiğini söylemiş oldu.

Balkanları bir tüm olarak değerlendirdiklerini ifade eden Alim, Türkiye’nin Balkanların her bölgesinde ekonomik ve sosyolojik olarak bulunmak zorunda olduğuna dikkati çekti.

Alim, Balkanlardaki soydaşların Türkiye için çok önemli bir güç oluşturduğunu ifade ederek “Bosna, Arnavutluk, Kosova, Sırbistan, Makedonya ve Yunanistan’daki soydaşlarımızla yürümemiz lazım. Oradaki gençlerin bir bölümü burada öğrenim alabilmeli. O gençlerin mezuniyetlerinin peşinden memleketlerine döndüklerinde büyük faydaları oluyor.” şeklinde konuştu.

Alim, bir ülkeyi ülke yapan birçok unsur olduğunu fakat en önemli etkiyi vizyon sahibi bir liderin gösterdiğini belirterek “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2003’te halka yansıttığı vizyonu gördüm. 17-18 yılda gerçekleştirdiği büyük atılımları, yatırımları, başarıları gördüm. Kendimi adeta bir akıncı gibi hissediyorum. Çünkü biliyorum ki arkamda oldukça güçlü bir Türkiye var. Her nereye gidersem gideyim, ülkemi temsil ettiğim her ortamda Türkiye’nin gücünü hissediyorum.” dedi.

Balkanlar’daki soydaşların Türkiye’nin gücünden ötürü varlıklarını sürdürebildiklerini vurgulayan Alim, bilhassa 2005’ten sonra yurt dışındaki soydaşları sahiplenme duygusunun fazlaca yükseldiğini dile getirdi.

Bugünkü Türkiye’nin gücü olsaydı 1995’te Srebrenitsa katliamının yaşanmayacağına dikkat çeken Alim, “Oradaki insanları Hollandalı barış gücüne emanet etmişlerdi. Hollandalı askerler bir ara sırtını döndü, Sırplar yarım günde 10 bin Müslüman Boşnak’ı katletti. Soykırım uyguladı. Bugün ise bu şekilde bir şeyin cereyan etmesi Türkiye sayesinde olası değildir.” ifadelerini kullandı.

“Gençlere gelip eğitimlerini burada almaları çağrısında bulunuyorum”
Naser Alim, talep eder Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığının (YTB) koordinasyonunda yürütülen “Türkiye Bursları” programı aracılığıyla talep eder bireysel olarak Türkiye’ye gelip eğitim gören öğrencilerde büyük bir Türkiye sevgisi oluştuğunu anlatım ederek bu öğrencilerin ülkelerine döndüklerinde ise her platformda gönüllü bir Türkiye elçisi şeklinde davrandıklarını kaydetti.

Kendi devletlerinde bürokraside yer alan Türkiye mezunlarıyla her konuda çok üst düzeyde iş yürüttüklerine değinen Alim, “Ne vakit bir mevzuda yardıma ihtiyacımız olsa tüm bunlar o sorunun hallolması için seferber oluyorlar. Bu bizim için büyük bir güçtür. Kendilerine fazlaca teşekkür ediyorum. Gençlere gelip eğitimlerini burada almaları çağrısında bulunuyorum. İmkanı olmayanlar da bize ulaşsınlar bizler elimizden geldiğince kendilerine yardımcı olmaya çalışacağız.” dedi.

İlgili Yazılar